Saadet Partisi (SP) Elazığ İl Başkanı Abdullah Akın ve yönetim kurulu üyeleri, Elazığ İnternet Yayıncıları ve Gazeteciler Derniğini (ELİYGAD) ziyaret etti.
Ziyarette ELİYGAD Başkanı Muhammet Baygeldi, derneğin kuruluş amacı ve hedeflerine ilişkin SP İl Başkanı Abdullah Akın ve yönetimine bilgiler verdi.
"ELİYGAD ÇOK GÜZEL BİR İRADE ORTAYA KOYDU"
ELİYGAD'ın Elazığ basınına hayırlı olmasını dileyen Saadet Partisi İl Başkanı Abdullah Akın, "Elazığmızın basını çok önemli yer arz ediyor. Basın özgür olmalı, özgür basın da tarafsız olmalı. Bu anlamda ELİYGAD çok güzel bir irade ortaya koydu. Biz bu iradeyi iradeyi tarafsız, özgür ve herkesin fikrini ifade edebildiği bir mecra olarak biz görüyoruz. Bu anlamda ziyaretlerimiz arasına ELİYGAD'ı da aldık. Kurumsal kimlik olarak burada bulunan üyeler kurumsallaşmış, bir marka imajıyla ulusal manada yayın yapan haber sitelerinden oluşuyor. Ben bu açıdan bütün üyelerine teşekkür ediyorum." dedi.
"VATANDAŞLARIMIZLA BİR ARAYA GELİYORUZ"
Parti çalışmalarıyla ilgili bilgiler veren Akın; "Ben 11 aydır bu görevdeyim. Bu süre içerisinde Elazığımızın sivil toplum kuruluşlarını, derneklerini, yapılarına ziyaret ettik, vatandaşlarla bir araya gelerek onlarla istişarelerde bulunduk. Sürekli onların sorunlarını anlamaya çalıştık. Bütün ilçeleri gezdik. İlçelerimizin sorunlarını, eksiklerini ortaya koyduk. Yine, vatandaşımızı daha iyi anlayabilmek için pazarlarımızı gezdik, pazar esnaflarını ziyaret ettik. Onları daha iyi anlamak için elimizden geleni yaptık. Bundan sonra da sürekli vatandaşımızla bir araya gelerek daha iyi bir Elazığ'a gidebilmek için çalışmalarımızı daha da güncelleyeceğiz." şeklinde konuştu.
"HER BİR SORUN VATANDAŞIN SIRTINA YÜK OLARAK YÜKLENİYOR"
Sahada edindikleri izlenimleri ve vatandaşların kendilerine ilettiği problemleri aktaran Akın: "Elazığımızın ciddi bir problem yaşadı. Bir deprem geçirdik. Bu depremin çok büyük bir yıkıcı etkisi oldu. Vatandaşlarımızla görüştüğümüz zaman en çok depremden yaşadıkları mağduriyetleri dile getiriyorlar. Bu mağduriyetlerin ne olduğuna baktığımız zaman; hak kayıplarının yaşandığını görüyoruz. Oturduğu evlerin küçük olduğu, Kendisine teslim edilen evlerin yeterince iyi olmadığını, işçiliğinin yetersiz olduğunu, verecekleri paranın tam karşılığı olmadığını ifade ediyorlar. Bunun yanısıra 2 yıl oldu, evlerini teslim alamayan vatandaşlarımız var. Hala konteynerlarda kalan vatandaşlarımız var. Vatandaşımız en çok depremde yaşadığı mağduriyetleri ifade ediyorlar. Biz Saadet Partisi olarak şunu ifade ediyoruz; Vatandaşa bu kadar çileler yaşatıldı. Sonuçta bu yaşatılan çileler AK Parti iktidarı tarafından vatandaşa yapıldı. Hiç olmazsa Elazığlı vatandaşlarımıza bu evler ücretsiz teslim edilmeli. Bu mağduriyetlerin giderilmesi için. Elazığlı vatandaşlarımız devletine sonuna kadar vatandaşlık görevini ifa etmiştir. Bunun karşılığında en azından bu evler kendilerine ücretsiz olarak teslim edilebilirdi. Ancak maalesef bırakın böyle bir iyilik yapmayı, bir orman felaketinde, bir sel felaketinde kapı kapı gezip para toplayan bir hükümetle karşı karşı karşıyayız. Devletin kaynakları israfla, rüşvetle, yolsuzlukla, istişaresiz yatırımlarla tüketildi. Her bir sorun artık vatandaşın sırtına yük olarak yükleniyor." ifadelerine yer verdi.
İLÇELERİMİZ YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA
İlçelerde de büyük sorunlar yaşandığına dikkat çeken Akın, şöyle devam etti: "İlçelerimiz maalesef yatırım almamış. Yatırım almadığı için göçler merkeze doğru kaymış. Genç nüfus tamamen yok olmuş. Tamamen emekli nüfus yaşıyor ilçelerde. Her bir ilçe su kenarında olmasına rağmen, bir turizm merkezi olması gerekiyorken maalesef belediye başkanlarının biri oturup biri kalkmış. Bu anlamda hiç bir yatırım yapılmadığı için oradaki esnaflar da kendini geliştirememiş. Dolayısıyla ilçelerimiz yok olma tehlikesiyle karşı karşıya."
"ELAZIĞ YETERLİ HİZMET ALMIYOR"
Elazığ'ın Belediyecilik anlamında da yeterli hizmet alamadığını belirten Başkan Akın, şunları söyledi: "Elazığ'da yağmur yağdığında Tofaş kavşağındaki yol doluyor. Allah muhafaza Elazığ ciddi manada bir yağış alsa bunu hiç bir şekilde telafi etmek mümkün değil. Çok ciddi tehlikeler doğurabilir. Zaten asfaltlama çalışmalarının büyük kısmı Elazığ'ın merkezinde Karayolları 8. bölge müdürlüğü tarafından yapılmış. Belediyenin sorumluluk alanına düşen alanlarda her yer delik deşik. Geçmişte peyzaj çalışmalarının büyük kısmı Süleyman Selmanoğlu zamanında yapıldı. Bunun dışında Elazığ'da taş taş üstüne koyulduğu biz görmedik. Elbette bir şeyler yapılıyor ama vatandaşın geleceğine yönelik yatırımlar göremiyoruz. En son villa kent diye vatandaşın önüne bir proje koydular. 600 dönüm araziye 400 tane villa yapmak için bir proje sundular. Bunu da İstanbul'da bir mimara çizdirdiler. Mimarın da dünyaca ünlü bir mimar olduğunu ifade ettiler ama diğer mimar dernekleri bu konuyu alay konusu yaptı. Çizdiği projeler tamamen Bodrum evleri gibi. Bizim Elazığmızın yapısına uymayan projeler. İlaveten, eğer biz orada bir kentleşme başlatacaksak evvela orada sanayi alanlarının yapılması lazım. Sanayi alanı yapıp, bir iş alanı oluşturup sonra kentleşme başlatılması lazım. Dolayısıyla vatandaşın çalışabileceği bir alan oluşacak. Diyorlar ki biz Belediyeye gelir getirmek için bunu yapıyoruz. Gelir sağlamak için yapıyorsan oraya bin tane atölye yap, iş adamına sat, yine gelir elde et. Bu açıdan bile bakıldığı zaman bu işin içinde bir rant olduğunu düşünüyorum. Siz oraya atölye yaptığınız zaman binlerce insan çalışacak. Ama villa yaptığınız zaman 400 tane insana villa sağlamış olacaksınız. Yanlış üstüne yanlış yapılıyor. Elektrikli otobüsler alındı, tekrar satılması gündeme getirildi. belediyenin kaynakları bu kadar kıtken bile böyle hayali projelerle uğraşılabiliyor."
2022'DE SEÇİM BEKLENİYOR
Başkan Abdullah Akın, erken seçim konusunda da görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: "Zaten seçim dönemine çok yaklaştık. Artık erken olmasının da bir anlamı kalmıyor. 2020 yılında bir seçim bekleniyor. Tabi Türkiye çok ciddi manada sıkıştı. Hem ekonomi anlamında hem adalet anlamında çok ciddi bir çıkmaza girdi. Bundan dolayı vatandaşımız çok büyük bir acı ve çile çekiyor. Bu çileye son vermenin tek yolu seçim. Vatandaş, sandıkta siyasi yollarla, demokratik yollarla uğramış olduğu haksızlıkların cezasını sandıkta vermeli. Ülkenin müreffeh bir yönetim anlamına kavuşabilmesi için de helali, haramı bilen, düzgün, akıllı, eğitimli insanları destekleyip her ne kadar fikirleri uyuşmasa bile, uyuşma oranı yüksek kişileri seçebilmeli. Bazı duygulara kapılarak, anlık duygulara kapılarak seçim günü yanlış bir karar verirse geleceğini tehlikeye atmış oluyor. Biz Saadet Partisi olarak 50 yıldan beri ,son 20 yıldır da hiçbir destek almadan, tamamen kendi parti mensuplarımızın desteği ile bu teşkilatı ayakta tutup bu gerçeği anlatmak için mücadele ettik. Vatandaşlarımız gerçekten bu konuyu böyle ele alırlarsa bizi daha iyi anlayacaklarını düşünüyorum. Vatandaşlarımız şunu düşünmeli; Bu insanlar bize ne anlatmaya çalışıyor? Ne sunuyor? Ne vaat ediyor? Biz vatandaşlarımıza adil, yaşanabilir bir Türkiye vaat ediyoruz. Vatandaşlarımızın yaşadığı bu sorunlar kesinlikle takdirden değil, tedbirdendir. Bu yaşanan sorunların tamamı kötü yönetimden kaynaklanıyor."